Bağışçı bulamayınca 1992’de Hindistan’da böbrek nakli olan zor öğretmenden duyarlılık çağrısı

Aza bağışçısı bulamayınca eşiyle şartlarını zorlayıp 1992 yılında Hindistan’da böbrek nakli olan ve yaşadıklarını unutamayan 72 yaşındaki tekaüt öğretmen Gencay Yaygı, herkesin bergüzar üzerine duyarlılık gösterip maltalık kurtarmasını istiyor.

Erzurumlu 2 bala babası Gencay Pala’nın, 1989’bile erdemli gerginlik şikayetiyle başvurduğu afiyet kuruluşlarında, 2 böbreğinde yetmezlik belirleme edildi. Daha bilahare bire bir süre diyalize giren ve tedavi gören, mesleğini da sürdüren Yaygı’ya etibba, böbrek nakli gerektiğini söyledi.

Dönemin sağlık koşulları ve örgen bağışının sıkıntılı olması zımnında Yaygı, yurt dışında aktarım olanların tavsiyesi ve sayesinde teferruatlı uğraşlar sonucu Hindistan’a gitti. Bu ülkede 1992 yılında nakledilen böbrekle diyalizden kurtulan “Hintli” lakaplı Yaygı, hayatı boyunca öğrenci ve çevresindekilere bağışın önemini anlattı.

Emekli hoca Yaygı, AA muhabirine, o bölüm Türkiye’birlikte hediye sayısının çok az olduğunu söyleyerek, “Annemin organı uydu, o birlikte nemli olduğundan korkup vermedi. Bilahare tanıdığımızın yardımıyla Hindistan’a gidip 1992’birlikte aktarım oldum. O ant ara sınav alması bile zordu. Tabiatıyla bu hisse senedi balaban maddiyat istiyordu. Hastalığa düşenin dostu yok, eşimle evimizi satıp biriktirdiklerimizi dolar yaptırdık. Sağlığım için çokça dolar harcadık zira şanlı olan sağlıktı.” dedi.

Hindistan’üstelik aynı İngiliz doktor vasıtasıyla, donörden alınan böbreğin namına nakledildiğini belirten Pala, ardından Türkiye’ye döndüğünü anlatım etti.

Pala, aktarım sonrası tedavisine ve mesleğine bitmeme ettiğini belirterek, organın vücuda uyum sürecinde dahi haftada benzeri kontrole gittiğini dile getirdi.

Tedavi sürecinde yaşadıkları zorlukları gözyaşları ortamında anlattı

Bu süreçte yaşadığı sıkıntıları gözyaşları içinde anlatan Pala, “Benzeri elimiz hastanede, aynı elimiz eş ve okuldaydı. Okulu bırakmadık. Eşim hoca olduğu üzere bu işin bilincindeydi. Cenabıhak ondan razı olsun, yer balaban desteği eşimden gördüm, o günler aklıma geldiği üzere duygulandım. Eşimin böbreği uymadı. Çocuklarım çokça küçüktü, detaylı tedaviden bilahare birbirimize destek vererek bugünlere geldik. 30 sene balaban müddet.” diye konuştu.

Şimdi Türkiye’da devletin nakil anlamında çokça sunturlu bakım ve imkanlarının olduğuna dikkati calip Yaygı, şunları kaydetti:

“Doktorlar hastaneye gittiğimde nakil olup tüvana kat sayı rahatsız adına beni gösterirdi. Nakille benden tafsilatlı müddet hayat dolu, çevremde ve Erzurum’de sökel göremedim. Öldükten sonraları organlar işe yaramayacak, hiç değilse bire bir kişiye can yöneltmek arz balaban fedakarlıktır. Birey yetmek herhangi bir şeyden makro. Bağışta sıfır biri parasız olduğunda bağışın kıymetini anlıyor, o yüzden gelişim işten geçmeden uzuv bağışlayın.”

“Çocuklarım büyüdü, eşim iyileşti, kâffesi geride kaldı”

Züleyha Yaygı bile eşinin tedavi sürecinde çokça sıkıntılı günler yaşadıklarını söyledi.

Evde 2 pespaye çocuğunun, okulda da kendisini muntazır 55 öğrencisinin bulunduğunu tamlayan Pala, “Hastanede üstelik eşim vardı. Hangi yapacağımı bilemiyordum, 24 saat bana yetmiyordu. Geçmiş Cenabıhak’ın yardımı, sonradan asıl ve babamın duası ve 2 çocuğumun sevgisiyle bu mücadeleye katlandım. Okuldan bilahare hususi ibret, sondaj ve ustalık sınavlarında fariza yaptım. Yaradan’a binlerce şükür, çocuklarım büyüdü, eşim iyileşti, kâffesi geride kaldı.” ifadelerini kullandı.

Yaklaşık 35 yıldır evlerinde kızartma, asitli ve amade gıdalar ile sodyum klorür tüketmediklerine değinen Pala, herkesi örgen bağışı yapmaya çağırma etti.

Organ ve Nesiç Nakli Erzurum Nahiye Eş Güdüm Merkezi sorumlusu Dr. Fatih Aras ise organ naklinin önemine belen ederek, “Erzurum’de 224 böbrek ve 87 uykuluk nakli muntazır tutkun var. Örgen yetmezliğinde en enerjik otama nakil. Herkesi bu konuda henüz duygun davranmaya, armağan yaparak fert kurtarmaya çağırma ediyoruz.” dedi.

Share: