Ekstrem korumacı asıl-ağababa tutumu “içtimai fobi”ye kere açıyor

İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) İktisadi, İdari ve Içtimai Ulum Fakültesi Ruhiyat Bölümü’nden Psikiyatrist Dr. Öğr. Üyesi Yasin Zihayat, katmerli himayeci temel-baba tutumunun içtimai yeteneklerin gelişiminin alışılagelen sürecini engelleyerek, içtimai fobiye yatkınlık yaratabileceğini belirtti.

İGÜ açıklamasına bakarak, sosyal yılgı, kişilerin canlı ve tanımadıkları insanların bulunduğu ortamlarda kusurlu tıpkısı eylem yapıp eleştirilme, muhannet olma, hicap, muvaffakiyetsiz olma ve basit tedenni kadar keder ve korkularla içtimai ortamlara girmekten istinkâf durumu yerine tanımlanıyor.

Bazı kişilerde toplumla ilişkilerini mucip hallerde yaşanan ur ve korku davranışları sosyal hayatı engelleyip, bedenî ve ruhsal afiyet üzerinde aksi etkilere bozukluk oluyor. Sosyal fobi, anksiyete bozuklukları ortada yaygınlığı arz faziletkâr ve sunma fazla işlevsellik kaybının görüldüğü benzeri uzanım. Başkalarının önünde bahsetmek, sokum yazmak, kemirmek kemirmek ve toplantı üzere organizasyonlara akmak yerinde çarpıntı, terleme, yüz kızarması, titreyiş ve kan almakta güçlük üzere bedensel etkiler izleniyor. Içtimai yılgı, alelumum çocukluk ve ergenlik çağı döneminde başlıyor.

Açıklamada görüşlerine düz sunulan Psikiyatrist Dr. Öğr. Üyesi Yasin Zinde, tedaviye müracaat yaşının 18-30 gözyaşı arası olduğunu belirterek, “Hastaların çoğu düşük ayrımsız performansla yaşamalarına rağmen tedaviye başvurmamaktadır. Bu istinkâf etmek zımnında başkalarının yanı sıra konuşamaz, sokum yapamaz, amirlerinden bire bir madde isteyemez, karşı cinse alışmışlık teklif edemez, restoranda evet dahi arkadaşlarının birlikte yemek yiyemez ve genel tuvaletlere giremez duruma gelebilir. Hâl uyandıran durumlarda yüzdelik kızarma ya bile soluklaşma, ellerde titreyiş, terleme, konuşma bozuklukları, hafakan ve içki almada müşkülat olabilmektedir.” ifadelerini kullandı.

Bazı hastaların içtimai ortamlara girmeden veya performans sergilemeden ilk sakinleştirici gibi maddelerle kendilerini otama etmeye çalıştıklarını nâkil Tüvana, şunları kaydetti:

“Konu ve ispirto bağımlılığı ile boyut elan ağdalanmış hale geliyor. Sosyal fobinin gelişmesinde kalıtım bilimi tıpkısı alışkanlık ve çevresel etkenlerin varlığından söz ediliyor. Özellikle ikiz çalışmalarında yüzde 50’ye vasıl kalıtım bilimi bire bir ulama var. Çılgın himayeci ana-ağababa tutumu toplumsal yeteneklerin gelişiminin normal sürecini engelleyerek, toplumsal fobiye yordam yaratabilir. Ebeveynlerin, ayrıksı insanların görüşlerinin önemini abartmalı ayrımsız şekilde vurgulamaları dahi çocuğu özge insanlardan gelecek huysuz değerlendirmelere alın hassas yapabilir.

Sosyal açıdan anksiyöz ebeveynler, çocukta hem nüsha alma hem üstelik ebeveynlerin özlük anksiyetelerini kontrol altına kabul etmek için çocuğun toplumsal ortamlara girmesini kısıtlamaları tarafından ilerde çocukta içtimai fobi gelişimine neden gibi. Içtimai fobi dışında, ebeveynde bulunan farklı anksiyete bozuklukları, depresif bozukluklar ve etanol kullanımı bile çocukta içtimai yılgı görülme olasılığını arttırır.”

Share: