Karabük’ün Eskipazar ilçesinde Geç Kalkolitik, Roma ve Er Bizans dönemlerinde yerleşme yeri kendisine makbul Hadrianopolis Antik Kenti’nde bakir bulguların ortaya çıkarılması, yerli ve ecnebi turistlerin ilgisini çekiyor.
” Karadeniz’in Zeugması” adına adlandırılan bölgede Karabük Üniversitesi Malumat Gökçe Yazın Fakültesi Kazı Bilimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ersin Çelikbaş başkanlığında planlı kazılar bitmeme ediyor.
Antik kentte bitmeme eden kazılarda çokça sayıda kalıntının ahit yüzüne çıkarılması, yerli ve ecnebi turistlerin ilgisini çekti.
“Yaz aylarında ayda kısaca 10 bin turisti mihman ediyoruz”
Doç. Dr. Çelikbaş, gazetecilere, Hadrianopolis Antika Kenti’nde devam fail hafriyat çalışmaları sonrası çok sayıda kalıntının zaman yüzüne çıkarıldığını belirterek, “Bu kalıntıların sayıca artmasıyla buraya mevrut turistlerin sayısı da arttı. Yaz aylarında burada ayda yaklaşık 10 bin turisti konuk ediyoruz. Misafirlerin çoğu yerli.” dedi.
Özellikle Uzak Maşrık ve Avrupa’dan dahi turistlerin alana çok fazla dilek gösterdiğini dile getiren Çelikbaş, “Öğrenci kafileleri dahi sıklıkla antika kenti görüşme yazar buralardaki mozaiklere ve gün yüzüne çıkardığımız kalıntılara bakıyor. Hadrianopolis’te aktarılma geçtikçe ülfet alanlarını yapı ve farklı yenileme projeleriyle artırmaya bitmeme etmekteyiz.” diye konuştu.
Çelikbaş, antika kentte ziyaretçi defteri tuttuklarını belirterek, “Hafta sonları yaklaşık 100 araçla misafirlerimiz geliyor. Bu makro benzeri miktar. Hadrianopolis’e daha turistik turlar başlamadı. Bölgede antika site anlamında müzakere edilebilen yegâne nokta burası. Bu da Hadrianopolis’i bölgedeki koca turistik ve tarihi site noktalarından biri haline getiren çalışkan.” ifadelerini kullandı.
Hadrianopolis
Milattan geçmiş 1’inci yüzyılda kurulan ve milattan bilahare 8’inci yüzyıla kadar yerleşme yeri namına geçer antika site, ilçenin 3 kilometre batısında vadi alıyor.
Hadrianopolis Antik Kenti’nde, İncil’dahi adı sabık nehirler Geon, Phison, Tigris ve Euphrates’un yer aldığı, at, fil, panter, geyik ve grifon (musahabe tarihinde tanıdık muğlak tıpkısı hayvana verilen âdem) gibi bir nice hayvanın betim edildiği kiliselerin tabanındaki mozaiklerle ünlenen ve bu nedenle “Karadeniz’in Zeugması” şeklinde adlandırılan antik kentte, şimdiye kadar iki hamam, iki kilise, ayrımsız defans yapısı, kayaç mezarları, temaşa, tıpkı kemerli ve kubbeli yapı, abidevi kültik niş, sur, villa, özge anıtsal binalar ile bazı ilmek alanları kabilinden yapılar bulundu.
Karabük Valiliğince örenlik adına dönüştürülmesi için Hars ve Turizm Bakanlığına başvuruda bulunulan antika kentten elde edilen bulgulardan taşınabilir olanlar, belde illerdeki müzelere götürülüyor, taşınamazlar ise bulunduğu yerde korunuyor.
Dört Nehir Kilisesi’nin 50 metre büyüklüğünde güneyinde ilk defa güzeşte yıl yapılan kazılarda mevcut, satır ve ok ucu kadar eserlere rastlanan kare planlı yapıda, son adına 1600 almanak kantar ağırlığı çağ yüzüne çıkarıldı.
Bulgular bölgenin geçmişine çırağ tutarken, antik kenti konuşma edenler hafriyat çalışmalarını durumunda görme fırsatı yakalıyor.
Ziyaretçiler, antik döneme ilişik paraları, ölülere ilişkin kişisel eşyaları ve 1800 almanak nezir levhası ile Roma askerine ilgilendiren 1800 yıllık çıpa maskeyi da yakından inceleyebiliyor.
