Kılıçdaroğlu, Kilis’te: “Herkesin Memnun Olduğu Tıpkısı Düzen İnşa Edeceğiz.

Bilgelik: MAHİR BAĞIŞ/ Azrail: ÜNAL AYDIN

CHP Umumi Başkanı Eksiksizlik Kılıçdaroğlu, Kilis’te; “Aynı; rasizm yapmıyoruz, herkesin kimliğine saygımız var. İki; Türkiye’nin itibarını düşünüyoruz, anca insanları bindirdik otobüse cebren gönderdik, onu bile yapmıyoruz. Üç, göndereceğimiz insanın can ve dünyalık güvenliğini sağlıyoruz. Dört, göndereceğimiz kayırıcı orada servet kazanacak. Bizim fabrikalarda çalışacaklar, ücretlerini alacaklar. Sonunda herkesin mutlu olduğu tıpkısı akort nesir edeceğiz. İki sene süresince tığ bunları yapacağız. Bunun çok gösterişsiz olmadığının ego üstelik farkındayım. Zira bölgede bizim dışımızda eksantrik unsurlar dahi var. Amerika üstelik var orada, Rusya bile. Ama biz Suriye’nin içiyle değil kendi çizgi boylarımızda, bize Suriye’den mevrut kardeşlerimizle çıktı ilgileniyoruz ve öz ülkelerine gönderiyoruz” açıklamasını yaptı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, zaman Kilis’te; Kilis Ticaret ve Endüstri Odası’nı müzakere etti. Kılıçdaroğlu, burada; Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Mustafa Celkanlı ve Umumi Heyet Üyeleri ile tıpkısı araya geldi. Kılıçdaroğlu, burada yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“GELIŞIGÜZEL SORUNUN ÇÖZÜMÜ İÇİN BELLİ BİR ANTLAŞMA DİLİMİNE İHTİYACIMIZ OLACAK”

“Kilis’in özellikle gâh alanlarda güç sorunlar yaşadığını biliyorum. Sayın Başkan ile konuştuk, dinledik sorunları. Şundan sakıncasız olmanızı isterim: Türkiye’nin çözülemeyecek tek sorunu yoktur. Seçme sorun çözülür. Ama sorunu çözerken aklı ve mantığı ahzetmek zorundasınız. Bilgiyi soldurmak zorundasınız. İnsanları huzursuz etmeden, onları inandırma ederek var olan sorunları fora etmek ve tecavüz etmek mümkündür.

Seçme sorunun çözümü üzere galiba biraz dilimine ihtiyacımız olacak. Düğmeye bastığınız anda ülkü çözülmüyor. Altyapısını oluşturmanız lazım. Oturup konuşmanız geçişsiz. Sorunu yaşayanlarla aynı araya gelmeniz lazım, dinlemeniz geçişsiz. Ankara’da oturup ben sorunu çözeceğim girmek, makul değil. Elhak anca olsaydı Türkiye bu büyüklüğünde nazik sorunlarla yüz yüze kalmazdı.

Var olan sorunların giderek derinleşmesi sorunu yaşayanların dinlenmemesinden kaynaklanıyor. Keşki gelseler, sizi dinleseler. Siz onlara çözüm dahi üretirsiniz, çözümleri bile aktarırsınız. Sorunu yaşayanların hangi sorunları yaşadığını ve bu sorunların çözümü için nelerin yapılması gerektiğini oturup konuşmak, tartışmak ve çözümü halkın önüne veya sizler kabil endüstri ve ticaret erbabının önüne almak lazım.

“DIRI BİR KİLİS AYNI ZAMANDA YAŞAYAN BİR DIŞ POLİTİKADIR, TİCARETTİR, SANAYİDİR”

Kilis’i bölgenin mehabetli bire bir markası haline vermek gerekiyor. Bölgenin mehabetli tıpkısı markası haline getirirseniz hem kente huzuru getirmiş olursunuz, hem sınır komşumuz olan Suriye’ye bildirme azından mahsus bir güvenceyi, bire bir huzuru getirmiş olursunuz. Civil Civil tıpkı Kilis esasen tıpkısı zamanda faal benzeri aut politikadır, ticarettir, sanayidir. Kilis’in güçlü olması, muvasala imkanlarının güçlü olması, Gaziantep’le Kilis arasındaki iş birliğinin daim gelişen bire bir medar oluşturması, yeni birleştirme endüstri bölgelerinin oluşturulması; Kilis’i temas açıdan aktif kılar. Bu Türkiye’nin geleceği açısından de sonuç rütbe balaban olaydır.

Burada sığınmacılar var… Resmi rakamlara bakarak yüzde 38 civarında. Amma resmi rakamların doğru rakamlar olmadığını ben dahi biliyorum, siz üstelik biliyorsunuz. Olur yüzde 38 deniyor. Ama ana miktar bunun haddinden fazla henüz üstünde Suriyeli mülteci sayısı. Bizim özlük kültürel yapımız var, geleneklerimiz var, örf ve adetimiz var. Bunların korunması lazım. Kilis’i bayrı site işleyen bu geleneklerdir, örftür, adettir.

“BURADAN GİDENLERİN CAN VE DÜNYALIK GÜVENLİKLERİNİN SAĞLANMASI LAZIM, YENİDEN CENK ORTAMINDA KENDİLERİNİ BULMAMALARI GEREKİYOR”

Kilis’e çokça sık gelmedik. Doğrudur, biliyorum. Kilis’te bazen sorunlarımız var. Onu de bilmiyorum. Çözümleri sizlere aktarmamız geçişsiz. CHP neyi, pekâlâ yapacak, pekâlâ çözecek onu da aktarmamız lazım.

Türkiye genelinde resmi rakama göre 3 milyon 600 bin sığınmacımız var. Amma bu rakamın 4- 4,5 milyon olduğunu üç kötü ilkokul fevk hepimiz akseptans ediyoruz, biliyoruz üstelik elhak.

Mille İttifakı kendisine erk olduğumuzda önce yapacağımız işlerden birisi Suriye’nin meşru yönetimi ile görüşmektir, kopça büyükelçilikleri açmaktır. Çünkü ayrımsız sorunu çözecekseniz sorunun muhatabı ile konuşmanız geçişsiz. Çekişme ederek çözemezsiniz. Çapraz, büyükelçiliklerimizi açacağız. Amma bu, çabukça sorunun çözüldüğü anlamına gelmez.

Buradan, öz vatanlarına gidecek olan sığınmacıların evlerini, okullarını, yollarını, kreşlerini, hastanelerini yapmanız geçişsiz. Bunları; Avrupa Birliği (SUTAŞ) fonları ile bizim müteahhitlerimiz yapacak. AB; siz yıldızlı olursanız, harcadığınız parayı nereye harcadığınızın hesabını verirseniz, biz size bu parayı veririz diyorlar. Dolayısıyla bizim müteahhitlerimiz hep bunların altyapısını oluşturacak. Bunların evleri, yolları, okulları, hastaneleri olacak. Bütün altyapıyı oluşturacağız. Yeter mi? Yine yetmez.

Buradan gidenlerin birey ve mal güvenliklerinin sağlanması lazım. Baştan uğraş içinde kendilerini bulmamaları gerekiyor. Bunun için birlikte meşru hükümetle oturulacak. Protokol yapılacak. BM gerekirse devreye konulacak. Herkesin birey ve mal güvenliği sağlanacak. Kâfi mi? Benzeri özdek henüz yapmamız lazım.

Bizim; Gaziantepli, Kilisli çokça sayıda hareket insanının o bölgede fabrikaları vardı. O fabrikaların yeniden açılmasını isteyeceğiz, yeniden istihsal yapmalarını isteyeceğiz. Hem biz kazanacağız, hem Suriyeliler kazanacak. Mıntıka kazanacak. On Paralık kimsenin dahi unutmaması gerekir. Bölgenin sunma dinamik ülkesi Türkiye’dir ve Türkiye hâkim adına bölgede bütün hesaplı gelişmeleri yönlendirebilir.

Sonunda buradan giden insanın; evi olacak, yolu olacak, okulu olacak, işi olacak. Istek ediyorsa, ülkemize seyyar kendisine gelebilir. Daha önceki hep lokantalar, bütün çizi boyumuzda doluydu. İnsanlar düğünlerini birlikte Hatay’üstelik yaparlardı. Antep’te yaparlardı. Kilis’te yaparlardı. Bire Bir atmosferi yeniden ulaşmak zorundayız.

“HERKESİN MUTLU OLDUĞU BİR DÜZEN İNŞA EDECEĞİZ”

Bunun iki yıl zarfında gerçekleşebileceğine inanıyoruz. Düğmeye pestil, devrisi periyot göndereceğiz, namevcut. Bu proje şurası öngörüyor; aynı, tığ ırkçılık yapmıyoruz herkesin kimliğine saygımız var. İki, Türkiye’nin itibarını düşünüyoruz, öyle insanları bindirdik otobüse zorla gönderdik onu dahi yapmıyoruz. Üç, göndereceğimiz insanın duygusal ve servet güvenliğini sağlıyoruz. Dört, göndereceğimiz insan orada servet kazanacak. Bizim fabrikalarda çalışacaklar, ücretlerini alacaklar. Böylecene herkesin mutlu olduğu ayrımsız uyum inşa edeceğiz.

İki sene içinde tığ bunları yapacağız. Bunun haddinden fazla yalın kat olmadığının ben dahi farkındayım, eminim sizler dahi farkındasınız. Zira bölgede bizim dışımızda başka unsurlar dahi var. Amerika bile var orada, Rusya de var orada. Ama biz elbette tığ Suriye’nin içiyle değil zat tahril boylarımızdaki bize Suriye’den gelen kardeşlerimizle daha çok ilgileniyoruz ve özlük ülkelerine gönderiyoruz.

Bu çerçevede tıpkısı çalışma; sadece Kilis üzere Hatay üzere değil. Ayrımsız zamanda Türkiye’nin değişik yerlerinde şu anda haddinden fazla tahakküm şartlarda hayat dolu Suriyeli kardeşlerimiz da yararlanacaklardır.

“BİZ PARTİ KENDISINE ÜSTELIK ORTADOĞU HALKLARINI AKRABAMIZ YERINE GÖRÜYORUZ”

Ego bunu söylediğimde İstanbul’de aynı kadro Suriyeli bana endişe gönderdi: ‘Gelip bizi tıpkısı inandırma edebilir mi şüphesiz gideceğiz oraya? Biz lacerem coşkun ortasına gideceğiz’ diye niteleyerek. İstanbul’de bir toplantı yaptım Suriye’den kaçıp mevrut gâh siyasal partilerin umumi başkanları, karı kolları, sivil sosyete örgütleri, gazeteciler vardı. Medyaya bağlı aynı ortamda güruh yaptık. Söyledikleri şu, ‘siz bunları yaparsanız hiçbirimiz Türkiye’birlikte kamayız, gideriz kendi memleketimize.’ ‘Tığ burada elhak minimum ücretin yarısına çalışıyoruz. Çok yumruk şartlarda yaşıyoruz. Bazılarımız üç, dört kerte tıpkı evde kalıyor. Bu şartlar olursa tığ dahi zat ülkemize gider, bayındır şen orada kazanırız, çalışırız, üretiriz’ diye niteleyerek söylüyorlar.

Tığ fırka olarak da Ortadoğu halklarını akrabamız adına görüyoruz. Bibi evlilikler, düğünler var. Benzeri savaş değil, Ortadoğu havzasını benzeri hazar havzasına döndürebilirsek; Türkiye dahi Ortadoğu de kazanacak. Biz tek kimsenin kimliği, inancı, dirim tarzı ile ilgilenmiyoruz. Herkesin kimliği kişi şerefidir. Herkesin inancı bizim başımızın konusunda. Ama insanların karnının doyması lazım ve bu bölgede insanların yaşayış içinde yaşaması lazım. Bu olursa; Kilis’in ticaret ve uran erbabı bile kazanacak. Zira siz elan şen, rahat benzeri ortamda çalışacaksınız. Tıpkısı ati endişesi taşımayacaksınız.”

Share: