İzmir’de İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi İçin Yapılan Maraba Buluşmasında 15 Maddelik Deklarasyon Açıklandı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin düzenleyeceği “İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi” kapsamında Ödemiş Ovakent’te rençper buluşması yapıldı. Çiftçi buluşmalarının üçüncü toplantısında büyük kararlar aldıklarını vurgulayan İzmir Büyükşehir Belediye Reisi Bronz Soyer, oybirliğiyle imzalanan 15 maddelik manifestoyu kamuoyuna açıkladı. Soyer, “Çok şanlı kararlar aldık. Bu kararlar bugünün açık oturum ikliminde alınmış ama geleceğin siyasetini belirleme hedefine yönelik kararlardı. Gelecekteki tarım politikalarının şekillenmesinde değişmeyen alıcılara ilham versin, delalet etsin diyerek yapılan aynı çalışmaydı. O nedenle hiçbirinin boşa gideceğini düşünmüyorum. Çünkü temas birinin sonuna kadar da takipçisi olacağız” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, Atatürk’ün önderliğinde 1923 yılında toplanan İzmir İktisat Kongresi’ne atıfla hazırlıklarını sürdürdüğü “İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi” kapsamında üçüncü dikici buluşması bugün yapıldı. İzmir’in Ödemiş İlçesi’ne bağlık Ovakent Köyü’ndeki buluşmaya İzmir Büyükşehir Belediye Reisi Tunç Soyer’in beraberinde CHP Tarım Politikalarından Mesul Umumi Komutan Başdanışmanı ve Bursa Saylav Orhan Sarıbal, Ödemiş Belediye Reisi Mehmet Eriş ile Türkiye’nin ciharıyek yanından üreticiler, kooperatifler, çığır ve tarım odaları temsilcileri, yetiştirici birliklerinin temsilcileri ve köylüler katıldı.

100 YIL ÖNCEKI ESRAR DEPOSU İDİ

Yaklaşık 4 saat süren toplantının ardından açıklama işleyen Başbuğ Soyer, “Bugün Türkiye’nin seçme yerinden, Erzurum’dan Hopa’dan gelen konuklarımız vardı. ve değme biri özlük alanında eksper, şahane arkadaşlarımızdı. Meslek odalarımızın, kültür odalarımızın, kooperatiflerimizin, sulama birliklerimizin, üretici birliklerimizin temsilcileri bizlerle beraberdi. Haddinden Fazla degaje benzeri külah gücüyle bu masa oluştu. Bu masanın burada oluşmasının ayrı bir anlamı var. Bu çatı 100 yıl önceki esrar deposu kendisine huruç bina. Tığ 100 sene önceki iktisat kongresi ruhunu hafızalarımızda tazeleyerek, canlandırarak bu kongreyi gerçekleştirmeye devam ediyoruz. İkinci yüzyılın tutum kongresinin arz yüce dönüm noktalarından biriydi bu buluşma” dedi.

SONUNA BÜYÜKLÜĞÜNDE TAKİPÇİSİYİZ

Soyer, şeb İzmir’da yaşanan depremi anımsatırken konuşmasını şöyle sürdürdü:

“İzmir’da ciddi benzeri deprem oldu. O nedenle bile hepimiz uykusuz ve güçsüz olabiliriz. Ama bu mücahede süresince kimsede o yorgunluktan, uykusuzluktan etki görmedik. Herkesin iri benzeri şevkle, heyecanla ve özveriyle katıldığını gördük. O nedenle gelişigüzel katılımcımıza ayrı ayrı teşekkürname ediyorum. zaman zaman toplantının akışıyla ilgili, fire bırakıldığı düşünülen yahut bilcümle değinilmediği memul konular mümkün. Amma onlar dahi sonraları toparlandı. Akıbet merhale mübarek benzeri toplantı oldu. Çokça yetişkin kararlar aldık. Bu kararlar bugünün siyasal ikliminde alınmış amma geleceğin siyasetini belirleme hedefine müteveccih kararlardı. Gelecekteki tarım politikalarının şekillenmesinde karar alıcılara sabah yeli versin, kılavuzluk etsin diye yapılan tıpkısı çalışmaydı. O nedenle hiçbirinin boşa gideceğini düşünmüyorum. Zira gelişigüzel birinin sonuna büyüklüğünde bile takipçisi olacağız. her bir kararımızın hayata geçirilmesi için taleplerimizi sonuna kadar ve ruhlu bire bir biçimde dile getiriyor olacağız.”

İzmir’üstelik yaklaşık 100 yıl geçmiş toplanan iktisat kongresine bel eden Soyer, “100 sene geçmiş atalarımız henüz ortada cumhuriyet altını yokken, daha arasında kazanılmış zaferin barış anlaşması imzalanmamışken, İzmir’in büyük yangınından 5,5 ay sonra, yani şehrin külleri elan ortadan kalkmamışken, kurulacak cumhuriyetin iktisat politikalarını belirleyecek tutum kongresine aile sahipliği yaptı İzmir. Bugün burada kâin sistem yeniden tıpkı duygularla, tıpkı hassasiyetle ve tıpkı heyecanla bu ülkenin geleceğinin tarım politikalarının şekillenmesine yardım verecek, önderlik edecek çok zer ayrımsız çalışmaya imza attılar. Rastgele birine değişik teşekkürname ederim” dedi.

Bronz Soyer, toplantıda hazırlanan metindeki kararların, 3 şerhli bap hariç, oybirliğiyle alındığını, Meyan 2022’den itibaren uzman buluşmalarının başlayacağını, 17 Şubat’ta birlikte şişman kongrenin başlayacağını duyurdu. Bu iki aşamada da stabil üzerinde istişare fırsatı bulunacağını vurgulayan Soyer, “Bize bu vatanı kişi fail ve o günün koşullarında iri tıpkısı gururla ve özgüvenle, henüz yaraları sarılmadan geleceğe dair planlar, projeler, kararlar ortaya koyan, rahmetli atalarımızın anısı önünde saygıyla eğiliyorum. Onların anısına nazikâne ve ati kuşaklara olan borcumuzun duygusuyla bu toplantıyı tamamlıyoruz” dedi.

Başbuğ Soyer’in okuduğu, hazırlanan manifestonun antre bölümü şöyle:

“Bizler Türkiye’nin yedi coğrafi bölgesinden gelen dikici kuruluşları, İzmir’in Ödemiş Ovakent Köyü’nde aynı araya geldik. 100 yaşındaki haraplaşmak üzere olan sakat esrar fabrikasında yaptığımız ikinci yüzyılın tutum kongresi tedarik toplantısında geleceğin Türkiye’sinin ekincilik politikalarını kurmak ile ilişkin kararlar aldık. Bu kararlar 10 Ağustos 2022 ve 5 Teşrinievvel 2022 tarihlerinde yapılan öntoplantılara katılan üretici kuruluşlarının önerileri doğrultusunda şekillenmiştir. Aldığımız kararların kongrenin 4 ehlihibre masası ve farklı paydaşların dahi görüşleri alındıktan sonraları Gücük Ay 2023’te İzmir’dahi eğin bulacak ikinci yüzyılın tutum kongresinin gündemine alınmasına oybirliğiyle, 3 şerhli husus dış karar verilmiştir.”

15 MADDELİK MANİFESTO

Başbuğ Soyer’in açıkladığı 15 maddelik tebliğ şöyle:

“1- Geleceğin Türkiye’sinin ekincilik politikaları evcil ve millidir. İthalata dayalı bir ekincilik politikası akseptans edilemez. Özelleştirmeye dayalı, dışa bağımlı, destekleri azaltıcı neoliberal ekincilik politikaları ayrılma edilerek domestik üretimi ve üreticiyi esirgeyici kamucu ekincilik politikalarına geçilecektir.

2- Cümle doğduğu ve yaşadığı yerde doyma hakkına sahiptir. Geleceğin Türkiye’sinin tarım politikası kırsalda doğan değme Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına azametli, kalifiye ve cihanşümul değerlere erişebildiği tıpkısı dirim hakkı tanır.

3- Gıda hakkı ve dimdik tagaddi değme Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının asıl hakkıdır. Türkiye tarımının asli gayesi bu topraklarda güçlü herkese tam, değişik, kalifiye, güvenilir, adil, yerel ve hesaplı besin sunmaktır.

4- Türkiye tarımının kilit taşı gerçekten üreticilerdir. Aşağılık üreticilerin kooperatif ve birliklerini esermek geleceğin tarım politikasının asli unsurudur.

5- Ekincilik üretiminde kamunun asli görevi arz ve dilek arasındaki dengeyi sağlamaktır. Ekincilik ekonomisinde nema amacıyla desteklemelere eklenmiş kendisine ürünün akla yatkın fiyattan mir garantisini sağlayacak mekanizmalar kurulacaktır. Yetiştirici, üretim sürecine ilişki garantisi olduğunu bilerek başlayacaktır. Bu mekanizmanın başlangıç noktası koca ve yurt havzalar ölçeğinde mühim zirai üretim planlamasıdır.

6- Yerel tohumlar ve efsanevi ırkları ati kuşaklara taşınması gereken bir tabiat ve ekin mirasıdır. Türkiye’deki zirai kalıtım bilimi çeşitliliğin cümlesi şevket korumasına tabi olmalıdır.

7- Türkiye su fakiri tıpkı ülkedir. Suyun doyumsuz tıpkısı kök olduğundan yola çıkılarak desteklenen, üreticiyi yoksullaştıran, dışa bağımlılığı zait ve ülkemizi kuraklaştıran sivri sulamaya endeksli tarımsal kalkınma politikasına son verilecektir.

8- Ürüne bakarak sulama yapılmayacak. Suya bakarak yayın belirlenecektir. Sulama yatırımları akla yatkın yerde, akla yatkın ürünü heveslendirme edecek, lehçe özellikler gözetilerek israfa illet mümteni şekilde gündeş sulama sistemleriyle planlanacak ve bu sistem zinde ayrımsız şekilde denetlenecektir.

9- Zirai üretim açısından otlak ve ormanlar, mezru ve dikili tarım alanlarıyla tıpkısı bütündür. Araziyi tasarruf planları bu alanların tümünü koruyacak şekilde hazırlanacaktır. Tarım, orman ve mera alanlarının tabii karakteri değiştirilemez ve amacı dışında kullanılamaz. Orman ve mera alanları olduğu kadar korunacak ve gıda üretiminin muhteşem benzeri mecraası akseptans edilecektir.

10- Türkiye tarımının özünde tenevvü vardır. Rum ve Trakya birbirinden çokça farklı abuhava bölgelerine sahiptir. Akdeniz ve Ege’da buğdayın hasat edildiği günlerde Kuzey Şark Küçük Asya’bile buğday yıpranmamış ekilmektedir. Bu çeşitliliği destek olmak, canlandırmak ve yükseltmek geleceğin Türkiye’sinin tarım politikasının anne ilkelerinden biridir.

11- Tarımda takkadak mahsul artışı adına yetiştirici için sağlık artışına endeksli bir soylu erki nüsha izlenecektir. Verimi bodur vadede artıran ancak ılımlı vadede girdi maliyetini büyüterek dışa bağımlılığı zait ve üreticiyi yoksullaştıran ürünler desteklenemez.

12- Ekleme değeri tezyit etmek zirai üretime yapılacak asli kazançlı müdahaledir. Geleceğin Türkiye’sinin zirai ihracatı kaliteli, ülkeye saf ve rekabet gücü faziletli ürünlere odaklanacaktır. Doğaya sınırlanmış tarım sektöründe kamucu müdahaleler artacak, ciddi ürünlerde zirai amme hesaplı teşebbüsleri yeniden kurulacaktır.

13- Türkiye kırsalında yaşayanların, alelhusus üstelik avrat üreticilerin bayrı tarım kültürü Türkiye tarımını yükseltmek amacıyla akarsu gibi, yer ve tohum gibi esas aynı kaynaktır. Geleceğin Türkiye’sinde bu bilgiler esirgeme altına alınarak günümüz koşullarında kullanılmak için akademik zemine taşınacaktır.

14- Tarım ekonomisini geliştirmenin esas güvencesi, tarımdaki değişim kabiliyetidir. İklim krizi özellikle oluşmak amacıyla, dünyadaki ve ülkemizdeki balaban değişimler doğrultusunda geleceğin Türkiye’sinin tarımı yeniliklere ve inovasyona yalınlık tıpkısı ruha topluluk olacaktır.

15- Tarımda karı ve çocuk işçiliğindeki mesail çözülecek. Mevsimlik ekincilik işçileri insancasına mesai ve can ortamına kavuşturulacaktır.”

Share: