KTÜ’DEN ZELZELE RAPORU HAZIRLIĞI; BETON KALİTESİ LİMİTLERİN ÇOK ALTINDA

TRABZON Karadeniz Ustalık Üniversitesi (KTÜ) Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Bina İşleri Daire Başkanlığı talim üyelerinden oluşan 15 nefis yıldız bilimi, deprem bölgesinden aldıkları numuneleri laboratuvar süresince inceledi. Hazırlanacak teknik raporu kamuoyuyla paylaşacak heyetten Prof. Dr. Ahmet Duygusal Altunışık, “Şurası mebzul gördük ki zemin çok kritik tıpkı dideban. Beton nitelik değerleri üstelik yönetmeliğimizin vermiş olduğu sınırların yarısından birlikte elan bağan durumda” dedi.

Kahramanmaraş merkezli tahripkâr depremlerin peşi sıra ülkenin birçok üniversitesinden ilim adamı, hareket bölgesine gidip, ilmî araştırma yaptı. Trabzon’dan kıran bölgesine revan KTÜ Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Çatı İşleri Daire Başkanlığı tedrisat üyelerinden oluşan 15 kişilik bilirkişi gök bilimi, depremden etkilenen binalarda maharet tetkik yapıp, ara sıra örnekler üstelik topladı. Tarihi yapılar ile sakat ve eskimemiş binaların zelzele dolayısıyla uğradığı hasarı inceleyen uzmanlar, 25 günce araştırmaları sonrası kente döndü. Numuneleri laboratuvar süresince mercek altına düz gök bilimi, binalardaki yapısal hasar ve kusurları ortaya koymak amacıyla hazırlayacakları raporu kamuoyuyla paylaşacak.

‘TEKNİK ANLATIM HAZIRLIYORUZ’

Hazırlanacak rapora dayalı geçmiş bilgileri paylaşan KTÜ Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Duygusal Altunışık, Gaziantep’in İslahiye ve Nurdağı ilçelerindeki 1500’e mail kamu binasında hasar tespiti yaparak çalışmaya başladıklarını söyledi. Altunışık, “Buralar, taharri-kurtarma, inanma, cingöz ekipleri ile halkımızın kalması gereken yerler olduğu üzere çabuk kendisine belirleme edilip, kullanılabilme durumlarının belirlenmesi gerekiyordu. Elan sonradan Gaziantep merkezinde 10 bine mümasil bina incelemesi yaptık. Sonrasında üstelik Hatay’bile çalışmalarımızı yaptık, 25 çağ sonraları Trabzon’a döndük. Çalışmalar kapsamında elde ettiğimiz strüktürel hasar ve kusurlar ile ilişkin maharet tabir hazırlıyoruz. Raporun önümüzdeki haftaya büyüklüğünde biterek yayınlanmasını bekliyoruz” dedi.

‘100 BİNADAN 90 TANESİ ESKİ’

Prof. Dr. Altunışık, 2011 yılından bu yana Van, Elazığ, Malatya, İzmir ve Düzce’üstelik gördükleri çatı hasarları ile Kahramanmaraş ve başka illerde karşılaştıkları manzaranın çok benzer olduğunu söyledi. Altunışık, “Şu zaman 11 ilde yaşanan felakette aheste hasar gören ve yıkılan binaların kısaca yüzdelik 90’ı, 2000 yılı öncesi mensur edilen yapılar. Yeteri büyüklüğünde mühendislik hizmeti almamış, beton ve donatı kalitesi düşük, projesine uyulup uyulmadığı muhtemelen olmayan, projesi yahut dayanak noktası etüdü olup olmadığı belgisiz yapılardan bahsediyorum. Bu bize gösteriyor kim hele 2010’lu yıllardan sonraları çatı denetimin da devreye girmesi ile düz yazı edilen yapıların çokları gür durumda. Yeni olup birlikte yıkılan binalar üstelik tabii kim var. Eski çatı olup, yıkılmayanlar de var. Bunu oranlarsak 100 binadan 90 tanesinin çarkıt bina olduğu, 10 tanesinin üstelik bakir yapı olduğunu görebiliriz. Şurası dolgunca gördük ki dayanaklık etmek çokça kritik tıpkısı nokta. İyi bire bir zemine düz yazı edilmiş aynı yapının ayakta kalması çokça çokça henüz akilane. Beton kalite değerleri dahi yönetmeliğimizin vermiş olduğu sınırların yarısından üstelik henüz bağan durumda. Ayrıca donatılarda mergup akma tevettür birlikte sağlanmamış durumda” diye niteleyerek konuştu.

‘ASMOLEN DÖŞEMEDEN VAZGEÇMELİYİZ’

Geçmiş yıllardaki depremlerde ofis içinde yaşayanların düşerek ölümlere neden olduğu amacıyla riskli olan asmolen döşemeye, bölgede inceledikleri binalarda karşılaştıklarını aktaran Prof. Dr. Altunışık, “Alelhusus Nurdağı’ndaki yıkılan binaların birçoğunda asmolen zemin olduğu, bire bir ayakyolu halindeki binaların hepsinin yıkıldığını gördük. Bu deprem, asmolen döşemeden tıpkı dakika evvel vazgeçmemiz gerektiğini bir henüz anlattı. Esasen binaların zir katlarında yaptığımız, tekmil yüksekliği fazla olan dükkan katlarının çok balaban hasar aldığını gördük. Sayın bakanımız bile açıkladı, çıktı bu dükkan katlarını binaların ast katlarından öğürtlemek geçişsiz. Konsolu sıfır, tabandan itibaren sunturlu aynı şekilde yukarıya akıllıca devam etmiş, içerisinde perde oranı faziletkâr, plak döşemeye topluluk, bereketli tıpkısı zemine ve zelzele çatı yönetmeliğine bakarak nesir edilecek beş altı bükülmüş binalarımızın depreme haddinden fazla henüz bayındır dayanabileceğini gördük” dedi.

Yıkıcı depremler sonrası yapılan belirleme ve incelemelerin, olası depremler için ders niteliğinde olduğunu tamlayan Prof. Dr. Altunışık, “Çıktı ne teknolojileri kullanmalıyız? Ne yapıları yapmamız geçişsiz ve mümkün İstanbul depreminde karşılaşacağımız manzaralar nedir? Ne yapıları aceleci şekilde kentsel dönüşüme sokmalıyız? Sorularının tıpkısı elan göstergesi oldu. Umuyorum, benzeri elan hakeza bire bir ateş yaşamayız yahut bu yaşadığımız felaketten elde ettiğimiz tecrübeyi bundan ahir mühendislik yaşantımızda uygularız” diye konuştu.

Share: