Üsküdar Üniversitesi’nden “Kriz fırsatçılığı haleldar tıpkısı durumun göstergesi” uyarısı

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Sosyete Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Barış Erdoğan, afet ve akse dönemlerinde ortaya çıkabilen “oportünizm” ile mücadelede devletin ve kamu otoritelerinin faal şekilde mücadele etmesi gerektiğini, atılacak tıpkısı bambaşka adımın dahi maddesel başarının benzeri kültürel değer olarak yüceltilmesinin önünü kesecek ahlaki ve zihnî dönüşümden salmak olduğunu vurguladı.

Üniversiteden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Erdoğan, tarihin rastgele döneminde ve her toplumunda ekolojik felaketler sonrası ya bile iktisadi krizler esnasında bu durumdan nemalanmaya müteharrik fırsatçıların ortaya çıktığını belirterek, bu tip olaylarla karşılaşmayı normal girmek gerektiğini fakat bu fırsatçıların sayısı ve yaygınlığının artmasının, toplumda ara sıra patolojik durumların ortaya çıktığını gösterdiğini kaydetti.

Erdoğan, fırsatçılığın gelişigüzel alanda görülebildiğine dikkati çekerek, “Maatteessüf yer sarsıntısı sonrası karı kiralarının artmasından tutun de orman yangını sırasında sönüm malzemelerinin fahiş fiyatlarla satılmasına büyüklüğünde herhangi bir alan ve hisse senedi kolunda son zamanlarda başkalarının mağduriyetinden balaban hesaplı kazanımlar elde etmeye müteharrik kriz fırsatçıları olduğunu görüyoruz.” ifadelerini kullandı.

Fırsatçılığın bu kadar yaygınlaşmasında azade ortalık anlayışının olduğunu aktaran Erdoğan, “Hiçbir aktöresel ölçüyle açıklanamayacak bu durumun bu büyüklüğünde genellik kazanmasında son 30-40 yıldır bilcümle dünyada ve Türkiye’de yaygınlık kazanan ve adeta topluma içselleştirilen vahşi bir serbest piyasa anlayışının olduğunu düşünüyorum.” değerlendirmesini yaptı.

“Toplumsal aynı ülkü yerine görülmelidir”

Yıllarca kendi çıkarlarını izleme fail bireylerin kaçınılmaz olarak hep topluma yarar sağlayacağı, piyasanın beklenmedik elinin bildirme ve irade dengesini yaratacağı ve fiyatların bu nedenle adaletli ve akilane olduğunun öğretildiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

“Fırsatları gür değerlendirirsek, yani akilane, arz akıllıca zamanda akıntı edersek, envestisman yaparsak, alırsak evet üstelik satarsak sunu çok ev elde edeceğimiz ders kitaplarından tutun üstelik popüler ekin ürünlerinin mesajlarına kadar gelişigüzel yerde bize anlatıldı. Kapitalizmin ruhu aktöresel ve töre bilimi değerlerden yoksun bırakılarak öğretildi. Sonuçta, ortalık aktörü olan bu fırsatçılar, kendilerini ‘bal tutan parmağını yalar’, ‘akarken yemlemek lazım’ kadar deyimlerle kendilerini meşrulaştırmaktalar. Madem bu eser ve hizmetlere murat var, o yüzden fiyatlarının artmasında da meydan şartlarına göre kusurlu ayrımsız molekül namevcut diye niteleyerek görmekteler.”

Zaman zelzele fırsatçılarını kınayan tıpkı kesimin, ferda aynı mantığı içselleştirdiğinden başka bir sosyal krizde eksantrik bire bir ürünün ya birlikte hizmetin fırsatçısı konumuna üstelik ferah ferah gelebileceğini aktaran Erdoğan, “Fırsatçılıkla mücadelede cesamet ve amme otoriteleri deli dolu şekilde savaşım şişko. Atılacak bir bambaşka adımın ise maddi başarının tıpkısı kültürel ayar olarak bu kadar yüceltilmesinin önünü kesecek aktöresel ve zihnî dönüşümden döndürmek. O yüzden meseleyi ‘sen-ben’ sorunundan çokça içtimai bir sav kendisine yolmak ve çözüm özlemek zorundayız. Bu fırsatçılık konusuyla ilişkin bence iki yönlü hamle alaşağı etmek gerekiyor. İlki, devletin ve amme otoritelerinin kriz anlarında vahşi bir nakız düzlük azade piyasaya elindeki güçle türlü şekillerde engelleme etmesi gerekiyor. Tıpkısı hükümetin icar bindirim oranlarını yüzde 25 oranında sabitlemesi kabilinden. Ayrımsız gayrı girişim ise maddesel başarının tıpkı kültürel derece olarak bu büyüklüğünde yüceltilmesinin önünü kesecek aktöresel ve zihnî dönüşümden artırmak gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

Share: