‘DİYARBAKIR’DA YIKIMIN NEDENİ; KOLON AKÇAKESME, ZEMİN SUYU, ÇIKMA BALKON’

KAHRAMANMARAŞ merkezli depremlerde Diyarbakır’bile 1’i boş 7 binanın yıkılmasıyla ilgili açıklamada mevcut Dicle Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümü Genel Yer Bilimi Anabilim Dalı Akademisyen Prof. Dr. Orhan Kavak, yadımlama sebeplerinin kolon kesilmesinin birlikte meydan şeş suyu sorunu, balkon balkonlar ve akla yatkın malzemenenin kullanılmaması olduğunu söyledi.

Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerden etkilenen iller arasından kayran düzlük Diyarbakır’bile 1’i boş 7 çatı yıkıldı. Yıkılan binalarda 414 gönül hayatını kaybederken, 912 güç birlikte yaralandı. Binaların yıkımı ile ilişik soruşturmaların bitmeme ettiği kentte, Gözaltına alınan 39 kişiden 15’i ‘olası kasıtla öldürmek’ suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi. 22’si adli kontrolle görünmek için değişik şüpheliler başıboş bırakıldı. Diyarbakır’de yıkılan binalarla ilişik değerlendirmelerde bulunan Dicle Üniversitesi Eroin Mühendisliği Bölümü Genel Yer Bilimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Kavak, umumi yerine Diyarbakır bölgesine baktığımız zaman, aşağısındaki çakıllı, kumlu, killi dayanaklık etmek haricinde bazalt platosundan oluşmaktadır. Bu bölgelerde oluşan zeminlerde yapılan binalar eğer uygun teknikte mamul olsaydı, çatı kalitesi bile makul olsaydı, hiçbirinin çökme riski olmazdı. Şurası birlikte belirtmeden geçmemek lazım, acı zeminde ve su sorunu olan yerlerde fore aldatılma çakılarak istinatgâh iyileştirilmesi yaparak, depreme dayanıklı binalar yapılabilir. Binayı vakit kaybetmeden akla yatkın tekniklerle yapmakla üstelik bitmiyor. Üstüne, binayı bağımsız suretle korumamız geçişsiz. Hiçbir şekilde binanın statiğini bozmamamız lazım. Binanın statiğini yani dengesini, binanın altındaki kolonları açık tıpkı düz görüntülemek için münasebetsiz ayrımsız şekilde kesersek, binayı topal ördeğe çevirmiş oluruz. Aynı sarsıntıda o yapı cehennem olmak zorunda kalacaktır diye niteleyerek konuştu.

‘GALERİA’NIN ÇEVRESİNDE CILIZ BİR DERENİN OLDUĞU VERİSİ VAR’

Yıkılan Galeria Sitesi’nin yapımından geçmiş, siska bir derenin varlığının olduğunu belirten Prof. Dr. Kavak, düz altı sularının da yapı temeline zarar verebildiğini rapor ederek, ‘Yaptığımız destek da muhteşem, alelhusus Galeria sitesi ve çevresinde, sütun kesilme iddiasının yanında vadi şeş su sorunu vardı. Bunlar tabi yöre veriler. Önümüzdeki süreçte henüz ince araştırmalar yapılacaktır. Bu bölgede, Galeria Sitesi yapılmadan ilk siska tıpkı derenin varlığından bahsediliyor. Veriler bile o ışıkta. Antrparantez bozuk Diyarbakır Müzesi’nin inkıraz sebeplerinden bir tanesi dahi yer şeş suyunun bodrum katında birikmesinden kaynaklandığı ve binayı çokça yıprattığı, temelini zayıflattığı yönündedir. Şiddetli zeminde destek iyileştirmesi yaparak, çatı yapılabilir. Ayrıca kayran şeş suyu varsa, belki birlikte varsa yapı başından o suyu uzaklaştırmamız geçişsiz. Binanın temelinin çürüme riskini bu şekilde ortadan kaldırabiliriz. Dünyada örnekleri yok olmuş, yapı dışında ayazlık balkonlarımız var. Tığ bu balkonların etrafını çeviriyoruz ve dara bindiriyoruz. Kimi buzdolabı, birtakımı tıpkısı şeyler koyuyor. Bu nedenle angarya binerek, binanın statiğini, dengesini bozuyor. Mimarlık açıdan kolon keserek yapıda genişletmeler yapılıyor. Bunlara özen etmemiz lazım. Binanın etrafındaki değişimler, yeni çatı yapılırken kâin binanın esasen daha yoğun olması, otopark yapılması kabilinden etkenler, binayı dengesizleştirir. Bu da batma riskine illet peki. Diyarbakır’daki asıl esbap bu şekildedir. Fakat malzemeler dahi makro. Araştırmalarla henüz ferah sonuçlar çıkacaktır. Bu bölgede deniz bulunmayan, deniz kumu istimal şansı yok. Ancak derelerimizden, özellikle Dicle Nehri’nden alınan çakıllar, beton karışımında kullanılırsa, yıkamıyoruz. Yıkamadığımız ant oradaki killer, lüzumlu istemez betonun zayıflaşmasına, mukavemetin düşmesine hastalık evet. Bu dahi tıpkısı etkendir. Mufassal araştırmaların yapılmasıyla kamuoyuyla paylaşılacaktır. Biz binaları güvenli ve yerleşme makul alanlar yapmalıyız ifadelerini kullandı.

‘AFET İNSANI ÖLDÜRMEZ, İNSANI ÖLDÜREN KÖTÜ BİNADIR’

Galeria Sitesi’nin yıkılmasında birçok faktörün olduğunu belirten Prof. Dr. Kavak, şöyle konuştu

‘Afetler insanı öldürmez. İnsanı öldüren tamamen biberli tıpkı binadır. Bunu dahi eden, mimarlar ve mühendislerdir. Zatî fikrimce, gür tıpkısı mimar ve mühendis, yara zeminde da kaliteli, zelzele veya afetlere akıllıca bina fail emanet demektir. Bu bile herif kalitesiyle oluşuyor. Galeria Sitesi’nde çokça faktörler var, birinci değişken sütun akçakesme cins. İkinci oynak, düzlük altı akarsu seviyesinin erdemli oluşu, rahatsız etmesi ve alttaki lığ zemini olması, temeli o tekniklere göre yapmamak. Üçüncü değişebilir, hayat balkonlar kabilinden canip taraflarında yeni inşaatlar yapıp temelin zayıflamasını, yumuşamasını, gevşemesini, rahatlamasını tedarik etmek ve dengesini becermek. Ayrımsız birlikte çatı yapılırken, beton dökülürken pas payların kullanılmaması, demir aralıklarının ayarlanmaması, bunlar bile benzeri etkendir. Demirlerin yorulmuş çıpa olması. Maalesef, demirler ve eş mahsulat dış etkenlere maruz bırakılıyor tıpkı müddet. Demirler arası bağlantıların yapılmaması, bunlar bütün âdem kalitesiyle oluyor. Beton döküldükten bilahare vibratörün kullanılmaması, betonda segregasyonun olması üzere nedenler var. Binanın kalitesini tığ kendimiz bulunmayan ediyoruz. Bu sebeple. Maliyet yerine binanın yüzde 10’una de kalın etmiyor.

Share: